İsrail ve Filistin Meselesi

İsrail ve Filistin Meselesi

  •   İsrail'in Yapıcı Adımlarına Karşı Filistinlilerin Yıkıcı Tavrı
  •    
    ​​İsrail ve Filistin Meselesi
  •  
     
    Son zamanlarda, Filistinliler arasında, İsrail karşıtı eylemlerde belirgin bir artış görüldü. Bu durum özellikle diplomatik ve yasal alanlarda kendini göstermektedir ve bu negatif durum, Filistin Yönetimi’nin, İsrail ile doğrudan iletişim kurmasından kaçınmalarının bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Bu da talihsiz bir durum ortaya koymaktadır çünkü bu çatışmanın tek çözümü tarafların doğrudan kendi aralarında anlaşmalarına bağlıdır.
    Buna ek olarak, C Bölgesi’nde ise (ki bu bölge tam olarak İsrail kontrolündedir), negatif Filistin Eylemleri yasadışı bir yapılanma sergilemektedir, İsrail ürünlerine ekonomik bir boykot uygulanmaktadır ve Kudüs konusu da dahil olmak üzere genel olarak İsrail karşıtı provakatif söylemler ortaya çıkmaktadır. Aynı zamanda, yakın geçmişte İsrail’in Yasser Arafat’ı öldürdüğü ithamıyla zirveye çıkmış olan ve devam eden bir kışkırtma kampanyasına da tanık olmaktayız.
    Bu durum, İsrail’in Filistin Hükümeti’nin ekonomisini güçlendirme, toplumsal kuruluşlarını ve altyapısını kurmakta yardım ederek attığı pozitif adımlar ile çok keskin bir zıtlık göstermektedir.
    İsrail, geçtiğimiz birkaç ay içinde, Filistinliler’in yararına çeşitli önlemler almışlardır. Atılmış olan başlıca pozitif adımların arasında:
    • İsrail ve Filistin arasında malların taşınması ve ilgili vergi prosedürünün kolaylaştırılması ile ilgili uzun görüşmelerin sonunda uzlaşmaya varılmış olan yeni anlaşmalar;
    • Ağustos ayı için 180 milyon NIS-Yeni İsrail Shekel’i- (yaklaşım 45 milyon ABD Doları)’lık vergi römizi Ramazan ayının gelmesi sebebiyle Filistin Yönetimi’ne (20 Temmuz’da) avans olarak ödenmiştir;
    • Sosyo ekonomik kabinenin kararıyla (14 Temmuz) İsrail’e 5,000 ek Filistinli inşaat işçisinin girmesine izin verilmiştir;
    • Eriha’nın kuzeyinde bulunan ve şehri Anayol 90’a bağlayan yol engelinin kaldırılması;
    • Terörist vücutlarının teslim edilmesi.
    • İsrail, Gazze kıyısı yakınında bir doğalgaz hattının geliştirilmesini kabul etmiştir.

    Negatif Filistin Eylemleri
    A. Yerleşimler ve Kudüs
    Filistinliler, yapılan anlaşmalarda bu konuda nihai bir karar olmasına rağmen, sürekli olarak yerleşim yerleri konusunu dile getirmektedirler. Kudüs’ün, gelecekteki Filistin yerleşiminin merkezi olduğuna dair aktif tanıtımlar yapmakta ve İsrail’in, başkenti ile olan bağını reddetmektedirler. Bu bağlamda gerçekleştirilen diğer eylemler:
    1.Diplomatik Arenada:
    a. İnsan Hakları Konseyi – Filistinliler, Konsey’e bir istekte bulunmuş (Mart 2012) böylece amacı mutabakatların Filistinliler üzerindeki etkisini incelemek amacıyla bir komite oluşturulmuştur. Gittikçe daha belirgin olmaktadır ki, bu komite İsrail’in meşrutiyetini ve tüm yerleşim düzenini bozma girişiminde bulunacaktır.
    b. Güvenlik Konseyi – Filistinliler, mutabakatların genişliğini tartışmak ve kınamak için Güvenlik Konseyi’ni toplama niyetlerini beyan etmişlerdir.
    2. Uluslar arası Konferanslar:
    Filistin Yönetimi Başkanı Mahmoud Abbas, Kudüs Savunması için Uluslar arası Konferans’ın açılışında yaptığı konuşmasında (27 Şubat), İsrail’in Kudüs ile olan tarihi bağını reddetmiş ve İsrail’i tarihi çarpıtmakla itham etmiştir.
    B. Güvenlik Konseyi/Genel Kurul’a Başvuru
    1. Filistinliler, devlet kurma girişiminde bulundukları takdirde, gözlemci bir devlet olarak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na başvuracaklarını, Güvenlik konseyine başvurmayacaklarını ancak bu opsiyonun da açık olduğunu vurgulamışlardır. Birleşmiş Milletler’i bu konuda suistimal etmek, barış sürecinde imzalanan anlaşmalarda bulunan ilkeler ile zıtlık oluşturmaktadır, ki bu ilkeler, bir Filistin devleti kurulmasının, ancak iki taraf arasında yapılan görüşmelerin sonucu olarak mümkün olduğunu belirtmektedirler.
    2. Filistinliler, UNESCO tarafından bir devlet olarak kabul edilebilmek için, sürekli olarak uluslar arası organizasyonlardaki, profesyonel kuruluşlardaki ve uluslar arası konvansiyonlardaki vb. statülerini yükseltmeye çalışmaktadırlar. Bu da, ön koşulları arasında uzmanlaşmış bir kuruma üye olmanın olduğu ajanslar ve kuruluşlara üyeliğin yolunu açmaktadır.
    C. Filistin devletinin tek taraflı tanınması ve uluslar arası görevlerinin geliştirilmesi.
    1.  Geçen yıl Güvenlik Konseyi’nde bağımsızlıklarının tanınmasındaki başarısızlıktan sonra, Filistinliler, gayretlerini, farklı devletler tarafından “Bağımsız Filistin” olarak tanınmaya yöneltmişlerdir.  Bu çabalar, Latin Amerika’da önemli başarılarla sonuçlandı.
    2. Filistin Yönetimi, bazı tarafsız devletlerin yabancı bakanlarını Ramallah’da özel bir toplantıda bir araya getirme girişiminde başarısız oldu(5-6 Ağustos). Bu toplantının amacı, tek taraflı olarak bir Filistin devleti kurma fikri için, İsrail ile müzakere sürecini durdurarak ve ay sonunda Tahran, İran’da Bağımsız Hareket zirvesinde onaya sunulmak için konu ile ilgili karar taslağı hazırlayarak destek toplamaktı.
    3. Buna paralel olarak, Filistin’in uluslar arası konumunu güçlendirmek için elçilikler oluşturmaya gayret gösterildi. Bu çabalar bazı ülkelerde başarıya ulaştı.
    D. Mahkum edilmiş teröristler ile ilgili eylemler
     1.Müzakereleri yenilemek için Oslo anlaşması öncesi tutuklananların salınması isteği – Filistinliler, müzakerelerin sadece Oslo Anlaşması öncesi tutuklanan Filistinli mahkumların serbest bırakılmasından sonra devam edebileceğini söylemektedirler. Mahmoud Abbas bu talebi 30 Nisan’da yineledi. Bu tutukluların çoğu, suçsuz sivilleri öldürmekten suçlu bulunmuş mahkum teröristlerdir. Dikkat edilmelidir ki, böyle bir istek, müzakere masasına oturmaktan kaçınmak için yapılan bir taleptir.
    2. Dördüncü Cenevre Konvansiyonu imza yetkilelerini toplamak için çağrı – Filistinli mahkumları, savaş tutsağı olarak yeniden tanımlama amacıyla Dördüncü Cenevre Konvansiyonunu imzalamış olan devletleri toplamak için Filistinliler’in niyeti olduğuna dair açıklamalar yapıldı.
    3. Konu ile ilgili araştırma yapacak uluslar arası bir komite kurulması için çağrı – Filistin Yönetimi Tutuklı İlişkileri Bakanı,  Issa Qaraqe, İnsan Hakları Konseyi’ne uygun olarak, mahkumların insani statülerinin bozulması ve “ciddi şiddet” varlığı gerekçeleri ile olayı araştırmak için bir komisyonun toplanması talebinde bulundu. Filistinlilerin Arap Birliği temsilcisi Birkat al-Fara,  Filistinler’in Birleşmiş Milletler’den uluslar arası bir komite kurarak İsrail hapishanelerindeki durumu ve İsrail’in uluslar arası yasalara yaklaşımın incelenmesi için talepte bulunmaları konusunda çağrıda bulundu (2 Mayıs).
    4. İsrail’in idari alıkoyma politikası karşıtı eylem ve tutuklu konusunu uluslar arası gündem ve Birleşmiş Milletler gündemine yerleştirme – İsrail hapishanelerinde bulunan Filistinli tutukluların açlık grevinin perde arkası:
    a. İdari Alıkoyma – Şubat ayından Mayıs ayına, ve özellikle tutuklu açlık grebinin ardından, Filistinli liderler idari alıkoymaya karşı uluslar arası bir kampanya başlattılar.
    b. Tutuklular konusunda Birleşmiş Milletler’e başvuru – Abbas, Arap Birliği Genel Sekreteri Nabil Eraraby ile birlikte, diğer konularla birlikte Filistinli mahkumların savaş tutsağı sayılması ile ilgili konuyu Genel Kurul’da tartışmaya açmaya karar verdi. Filistin Yönetimi, tanımlamanın etkin hale geçmesi için, Elaraby’nin Milletlerarası Mahkeme’den istişari görüş almak için başvuruda bulunma teklifini hoş karşıladı.
    c. İsrail ve mahkumlar arasında anlaşmanın imzalanmasından sonra, İsrail’in tam uyumuna rağmen, Filistinliler İsrail’i anlaşmaya uymamakla suçladılar.
    E. Arafat "cinayeti": İsrail’’i suçlama, kıdemli İsrailli yetkilileri test etme ve zorla müeyyide kampanyası
    1. Filistin Yönetimi yetkilileri, İsrail’i Arafat cinayeti ile suçlamak için bir kampanya başlattı.
    2. Son altı ayda üst düzey Filistin Yetkilileri - Mahmoud Abbas ya da Filistin Başbakanı Salam Fayyad hariç – İsrailli yetkilileri ve ordu görevlilerini, Filistinliler’e karşı eylemler ve “savaş suçlarından”, mahkemeye çıkarmak ve insanı müeyyideler (çeşitli ülkelere girişlerini yasaklamak gibi) uygulamak için çağrıda bulundu.
    F. C Bölgesi’nde yasadışı yapılanma
    Son zamanlarda, Filistin Yönetimi, C Bölgesi’nde yasadışı yapılanmaya teşvikte bulundu. Başbakan Fayyad uluslar arası yardımla C Bölgesi’nde eylemleri genişletmek hakkında konuştu ve bazı projeleri de ziyaret etti (28 Şubat). İsrail ve Filistinliler arasındaki anlaşmaya göre, C Bölgesi tam olarak İsrail denetimindedir.
    G. İletişim
    1. İki muhalif kanalda sürekli eylem: Çift taraflı (İsrail İletişim Bakanlığı ile karşılaştırmalı yardım talebinden) ve tek taraflı olarak, uluslar arası organizasyonlar üzerinden
    2. Radyo ve TV kanallarında yasadışı operasyonlar, İsrail yayınlarının durdurulması – Dikkat edilmelidir ki, İsrail ve Filistin Yönetimi arasındaki Geçici Anlaşma’da, İsrail AM frekanslarını altı radyo kanalı (beş adet Judea ve Samaria’da ve bir adette Gazze’de) ve bir TV kanalı için ayırdı. Bugün, farklı bölgelerde Filistin Yönetimi tarafından kontrol edilen 82 FM radyo istasyonu bulunmaktadır, buna kıyasla İsrail’in sadece 24 radyo kanalı bulunmaktadır. Ayrıca 25 adet Filistin televizyonu bulunmaktadır.
    H.Filistin Yönetimi ekonomik ve güvenlik eylemleri, su konusunda işbirliği
    1. İsrail ürünlerini boykot – Filistin ekonomisini güçlendirmek ve Filistin ulusal ürünlerinin tüketimine teşvik etmek amacıyla, Fatah hareketi “ulusal ürünü ve Filistinli tüketiciyi korumak için ulusal bir kampanya” olarak başlatıldı (Ocak 2012). Daha da ötesi, bu kampanya “(Tüm) İsrail ürünlerini boykot etmek için yapılan bir kampanyanın” bir parçası olarak duyuruldu. Fayyad hükümeti, Güney Afrika’nın yerleşimin ürünlerini işaretlemedeki kararlılığını hoş karşıladı.
    2. İsrail ile ekonomiyi ve güvenli işbirliğini durdurma tehdidi – İnceleme sürecinin başlangıcında, Filistin Yönetimi’nin farklı kademelerinden, İsrail ile ekonomiyi ve güvenli işbirliğini durdurmakla ilgili farklı tehditler duyuldu. Mart ayında, Filistin yönetimi yetkililerinden, Paris Anlaşması’na değişiklikler getirme ihtimali ile ilgili bir araştırma yaptıklarına dair haber alındı. [Son birkaç ayda, bu tehditlerin tekrar edilmediğine dikkat çekmek gerekir.]
    3. Su – Son yıllarda İsrail’in Filistinliler’e su konusunda jest ve yardımlarına rağmen, günümüzde Filistin Su İşleri Müdürlüğü, Birleşik Su Komitesi(JWC)’nin, her iki tarafın yararına olacak çözümlemelerde bulunmasına izin vermemektedir.
    I. İsrail hükümeti bakanlıklarına ve yetkililerine olan borçlar
    İsrail ve Filistin Yönetimi arasında mevcut çatışma durumuna rağmen, İsrail, sağlık, yakıt, elektrik ve su gibi temel hizmet konularında Filistinliler’e katkıda bulunmaya devam etmektedir. Her ne kadar bu hizmetler karşılığında İsrail, Filistin Yönetimi’nden bazı vergiler almış olsa da, Filistinliler’in İsrailli tedarikçilere ve hizmet sağlayıcılarına yapmadıkları ödemeler sonucu büyük miktarda borçları bulunmaktadır.
     
    İsrail Pozitif Önlemleri
    Judea ve Samaria (Batı Şeria)
    A. Mevcut Durum:
    2011 yılında ekonomide %5.2’lik bir büyüme oranına rağmen, azalan yabancı kaynaklı bağışlar, fon toplama zorlukları, yerel vergi gelirlerinin oldukça düşük bir oranda toplanması gibi sebeplerden Filistin yönetimi bir bütçe krizinin ortasındadır. Filistin Yönetimi, tedarikçilere borçlarını ödemekte zorluk çekmektedir, ve Temmuz ayından itibaren de çalışanlara maaşlar zorlukla ödenmektedir. Bu düşüşün karşısında, İsrail Filistin ekonomisine ve altyapısına yardımcı olmak için girişimde bulunmuştur (bu faaliyetler, rapor özetinde yer alan önlemlerin çok öncesinde başlamıştır).
    B. Judea ve Samaria’da Filistin ekonomisini desteklemek için İsrail’in adımları
    1.  Barikatların kaldırılması – Batı Şeria’da bulunan barikatların sayısı 2008’de 44’e, 2012’de 11’e düşmüştür.
    2.  Denetim Noktası gelişmeleri – Saatlerin uzatılması, geliştirilmiş altyapı ve geliştirilmiş işlemler.
    3.  İsrail’e giriş izni sayısının arttırılması – 2011 yılına kıyasla, 2012 yılındda %20’lik bir artış.
    4.  Malların nakliyesi ve ilgili vergi işlemleri hakkında anlaşmalar - 31 Temmuz 2012’de, İsrail Maliye Bakanı Dr. Yuval Steinitz ve Filistin Yönetimi Başbakanı Salam Fayyad, malların İsrail ve Filistin Yönetimi arasında taşınması ve ilgili vergiler üzerine anlaşmaya varmışlardır. Ayrıca yakıt, gaz ve elektriğin nakli için altyapının iyileştirilmesi ile ilgili olarak da anlaşmaya varmışlardır.
    5.  Altyapı Projeleri – 2011 yılında C Bölgesi’nde 119 proje onaylanmıştır, bunların büyük çoğunluğu endüstri bölgeleri oluşturmak ve altyapıyı yeniden düzenlemek için yapılmaktadır (uluslar arası fonların da katkısıyla).
    6.  Elektrik trafo merkezlerinin inşaatı – 2012 yılında İsrail Elektrik Şirketi ve Filistin Enerji Bakanlığı, elektrik üretimi için Batı Şeria’da dört adet trafo merkezinin inşaatı ile ilgili olarak anlaşma imzlamışlardır.
    7.  Vergi toplama – Maliye Bakanlıkları arasında işbirliği ile, KDV’nin toplanması, nakli ve vergi parasının Filistin Yönetimi’ne ithal edilmesi.
    8.  Filistin ihracatına teşvik – 2011’de Filistin Yönetimi ihracatları (İsrail hariç) 2010 yılına kıyasla %13 artmıştır, aynı süreçte İsrail’e ihracat da %18 artmıştır.
    C.  Judea ve Samaria’da su ve kanalizasyon
    İsrail, Filistin Su İşleri Bakanlığı’na birkaç şekilde yardım etmektedir. İlk olarak, bu yaz yaşanan ciddi bir su kıtlığının ışığında, yaz aylarında Beytüllahim ve El Halil bölgelerindeki Filistinli vatandaşların su rezervlerine katkıda bulunmuştur. Ayrıca, 2011 yılı sonunda, İsrail mevcut 54 su kuyusunun yenilenmesini ve doğa aküferde 3 alternatif kuyunun açılmasını onaylamıştır. İsrail ayrıca, JWC(Birleşik Su Komitesi)’nin onayladığı yedi projeye izin çıkarmak için, uygulanmaları çeşitli sebeplerle Filistinliler tarafından engellense dahi, çalışmalar yapmıştır.
     
     
    Gazze Şeridi
    A. Mevcut Durum:
    2011 yılında, Gazze şeridi, uluslar arası inşaat projeleri için İsrail tarafından inşaat malzemelerinin girişine izin verilmesi ile 2010 yılına kıyasla %27’lik bir büyüme oranı yakalamıştır. İşsizlik %29 oranında azalarak, son 10 yılın en düşük rakamına ulaşmıştır. İsrail’in Gazze Şeridi’ne yardımlarının detayları aşağıda verilmektedir.
    B. İsrail’in Gazze Şeridi’nde ekonomik ve altyapıyı desteklemek için attığı adımlar:
    1.  Kerem Shalom geçidinden malların nakliyesi – İsrail, ikili amaçlı malzemeler hariç her türlü malzemenin Gazze Şeridi’ne geçişine izin vermiştir. İsrail ayrıca, tarım ürünlerinin Gazze’den ihracatına da izin vermiştir. Dikkat edilmesi gereken bir husus, Filistin tarafından gelen mallara talep eksikliği sebebiyle, geçişin tam kapasitede çalışamıyor oluşudur.
    2.  İş adamları için giriş izinleri – İsrail her gün iş adamlarının Gazze Şeridi’nden Batı Şeria’ya ve İsrail’e geçişine izin vermektedir.
    3.  Sağlık hizmetleri için giriş – İnsani sebeplerle, Gazze’de yaşayanlar, tedavi amaçlı olarak İsrail hastanelerine kabul edilmektedirler.
    4.  Uluslar arası projelerin inşaatı – İsrail, uluslar arası olarak finanse edilen altyapı projelerinin uygulanmasının mümkün kılmaktadır.
    5.  Elektrik desteği – İsrail, şuanda Gazze’yi 124 megawatt elektrik ile desteklemektedir. İsrail, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’na, yerel elektrik gücünü önemli ölçüde arttıracak yerel güç istasyonu inşa edecek aletler getirmeleri için, onay vermektedir.
    6.  Gazze elektrik santraline dizel yakıt nakliyatı (Katar’dan bağış) – Haziran 2012’de, İsrail, Katar’ın bağışladığı dizel yakıtın Gazze’ye nakliyesine başladı. Yakıt, Nitzana geçidi üzerinden Mısır’dan İsrail’e gelir ve buradan da, Kerem Shalom geçidi kullanılarak Gazze Şeridi’ne ulaştırılır.
    7.  Para transferi – İsrail, Filistin Yönetimi’nin, özellikle Gazze’de çalışan Filistin Yönetimi çalışanlarının maaş ödemeleri için, Gazze ile para alışverişi yapmasına izin vermektedir. İsrail ayrıca, uluslar arası organizasyonların Gazze için topladıkları fonun nakliyesine de, işletme ihtiyaçları sebebiyle izin vermektedir. Gazze’de nakit para kıtlığı gibi bir durum söz konusu değildir.
    8.  Gazze’ye daha fazla su – İsrail’den, Kuzey Gazze şeridine her yıl 5 milyon metre küp (1.32 milyar galondan fazla) suyun nakliyesi için hazırlıklar şuanda tanımlanmaktadır. Bu, şuanda tedarik edilen 5 milyon m3 suya ek olarak hazırlanmaktadır. İsrail, Gazze’ye su ve kanalizasyon projeleri ve güney Gazze Şeridi’nde ev su tahliyeleri ile ilgili her türlü malzeme ve araç gerecin girmesine  izin vermektedir.
     
    Sonuç:
    Bu sayfalarda tanımlanan durum, İsrail’in bakış açısından sevimsiz olan durumun bir portresini çizmektedir. Görüldüğü kadarıyla, İsrail’in yaptığı her pozitif harekete, Filistinliler negatif bir şekilde cevap vermektedirler. Bu durum, düşmanca beyanlarla, İsrail’i boykot ve izole etme çalışmalarıyla, uluslar arası arenada atılan ve taraflar arasındaki Ön Anlaşma’ya olduğu kadar mevcut durumda varolan işbirliği ilişkisi ile Filistinliler’in çatışmayı diplomatik yollarla çözmeyi istedikleri beyanına da doğrudan karşı çıkan adımlarla kendini hissettirmektedir.
    Filistin Yönetimi, uluslar arası arenada İsrail ile çatışmanın yollarını bulmak yerine, çatışma meselelerini çözmek için tek yasal yol ve sonsuz barışı getirecek olan doğrudan müzakere yoluna geri dönmelidir.
     
  •  
 

mfaFooter