İsrail’in İstanbul Başkonsolosu Shai Cohen, iki ülke arasındaki siyasi çıkmaza rağmen ekonomi ve kültürde gelişmenin devam ettiğini vurguluyor. Cohen, enerji ve terör konusunda bölgede işbirliği gerektiğini söylüyor.
Türkiye, İsrailli bir diplomat için zor bir görev yeri mi?
7.5 ay önce İstanbul’a geldim. Bana çok daha uzun bir süre gibi geliyor çünkü ekonomik, kültürel akademik birçok alanda oldukça fazla aktivite var. Yahudi toplumu çok aktif. Bu nedenle görevim oldukça tatmin edici oldu. Son dört-beş yılda, Türkiye ve İsrail arasındaki siyasi çıkmaza rağmen, Türk ve İsrail halkı arasındaki gerçek ilişkiyi yansıtan çok fazla iyi işaret olduğunu düşünüyorum.
Türkiye ve İsrail arasındaki normalleşme anlaşmasının nihaileşmesi için yakın gelecekte bir beklentimiz olmalı mı?
Bu yıl her iki ülke için de iç siyasetle ilgili bir yıl. Bu nedenle önümüzdeki günlerde ya da haftalarda nomalleşme sürecinin başladığını göremeyeceğiz. Normalleşme kısa bir süreç olmayacak. Ama Türkiye’nin Yahudi toplumu da dahil olmak üzere azınlıklara yönelik olumlu tavrı var. Edirne Sinagogu’nun tekrar açılması, Holokost anmasına katılım olması gibi aktiviteler olumlu bir tavrı yansıtıyor. İsrail tarafında ise, iki ülke arasında iyi ilişkiler olması adına büyük bir beklenti var.
O halde normalleşmenin önündeki en büyük engel sizce nedir?
Aslında gerçek bir engel olmadığını düşünüyorum. İsrail ve Türkiye’deki seçimler nedeniyle doğru zaman olmadığı bir gerçek. İsrail ve Türkiye hükümetleri kurulmadan İsrail ve Türkiye arasında, ya da liderler arasında hiçbir şekilde yakınlaşma göremeyeceğiz. Ama diğer alanda, sivil toplumda işbirliği alanları devam ediyor. Ekonomi, ticaret, kültür ve akademide işbirliği artıyor. Ticaret hacmi iki yılda yüzde 30 arttı, 5.5 milyar dolara ulaştı. Kültürel aktiviteler her iki-üç haftada bir gerçekleşiyor. Bu benim adıma Türk ve İsrail halkı arasında gerçekten normalleşme için istek ve beklentileri olduğunu gösteriyor. Ayrıca bölgesel çıkarlar var. Teröre karşı mücadele, enerji alanında işbirliği, bölgesel ekonomik gelişme, su yönetimi… Tüm bunlar, İsrail ve Türkiye’nin, hem birbirleri hem de bölgenin yararı için işbirliği yapması gereken stratejik bölgesel konular.
İsrail’in keşfettiği doğal gazı Türkiye üzerinden taşımak sizce akıllıca bir yol mu?
Bence bu ekonomik açıdan yapılabilir olan tek çözüm. Enerji kaynaklarını çeşitlendirmek için en ucuz, en kısa ve en etkili yol. Türkiye 2016’da ısıtma için yüzde 80 oranında doğal gaza bağımlı olacak. İsrail de ısıtma, elektirik gibi konularda doğal gaza bağımlı. Bu nedenle sadece bölgesel işbirliği çözüm olacaktır. İsrail’in (450 milyar kubik metre doğal gaz bulunan) havzası Leviathan’dan Türkiye’nin güneyine doğrudan bir boru hattı dışında yapılabilir teknik, ekonomik bir çözüm yok.
İki ülke arasında boru hattı konusunda görüşmeler yapılıyor mu?
Şu an görüşmeler özel şirketlerin arasında. Aynı zamanda uluslararası enerji şirketleri var. Türkiye ve İsrail kurumları arasında şu an enerji alanında görüşme mevcut değil maalesef. Ancak eninde sonunda; bir, iki ya da beş yıl da sürse bunun tek çözüm olduğunu düşünüyorum.
‘Türkiye, Gazze’de inşaatın öncüsü’
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu tekrar seçildi. Liderler arasındaki geçmişi göz önüne alırsak, Türkiye’de de Ak Parti hükümetinin tekrar iktidara gelmesi durumunda anlaşmanın nihaileşmesi zorlaşır mı?
Bence bu kişisel bir konu değil, her şeyden önce siyasi bir konu. Filistin meselesi konusunda Türkiye ile farklılıklarımız olduğu bir sır değil. Özellikle de Gazze’deki durum. Gazze’de, Türkiye’de algılandığı gibi bir ambargo olmadığını söylemeliyim. Tek ambargo, deniz ambargosu, bu da uluslararası hukuk ile uyumlu. Denizden yapılacak silah kaçakçılığını engellemek için. Tüm diğer aktivitelerde Türkiye en önde gelen aktör. İnsani yardım, inşaat malzemesine izin veriliyor. Türkiye Gazze’de, İsrailli yetkilier ile koordinasyon halinde Filistin hastanesi inşa ediyor. Türkiye, Gazze Şeridi’ne ana inşaat malzemesi sağlayıcısı. Kerem Şalom kapısından her gün 400 kamyon girip çıkıyor.