Netanyahu, görüşme öncesi düzenlenen ortak basın toplantısında, iki ülke arasında ekonomik ilişkilerin son 10 yılda daha fazla ivme kazandığına dikkati çekerek, iki ülke arasında su ve altyapı çalışmaları konusunda işbirliğine hazır olduklarını söyledi.
Konuşmasında İran’ın nükleer programı hakkında da açıklamalarda bulunan Netanyahu, “Sayın Tasso, her birimiz barışçıl dünya istiyoruz ve bu barışa en büyük tehdit İran’ın nükleer silah arayışlarıdır. Yarın 5+1 ülkelerinin İran ile müzakereleri başlayacak. Şu ana kadar bu görüşmelerden tek kazançlı çıkan İran oldu. Pratikte hiçbir şey yapmıyorlar ancak kazandıkları çok fazla. Yaptırımları azalttılar. İran ekonomisi gelişiyor” dedi.
İran’ın dini lideri Seyyid Ali Hamaney’in “görüşmeler hiçbir şey getirmeyecek” dediğini kaydeden Netanyahu, ” İran’ın nükleer çalışmalarını durdurma şartı yok ama İran ekonomik yaptırımları gevşetince ne yazık ki saldırgan davranışlarına devam ediyor, silahlı terörist grupları destekliyor. Esad rejimini destekliyor, İsrail’i yok etme çağrısında bulunuyor ve Latin Amerika dahil dünyanın her yerinde yıkıcı faaliyetleri destekliyor” iddiasında bulundu.
Humala ise Peru’nun son 10 yılda kişi başına düşen milli geliri üç kat artırmayı başardığını ifade ederek, İsrail ile ikili ilişkileri daha da geliştirme arzusunda olduklarını dile getirdi.
Son yıllarda Latin Amerika ülkelerine açılım için büyük çaba sarf eden İsrail, halen Latin Amerika ülkeleri Şili, Kolombiya, Meksika ve Peru’dan oluşan Latin Amerika Ticaret Bloku’nun “gözlemci devlet” üyesi olarak bulunuyor.
İki ülke arasındaki ilişkiler, Peru’nun, 1947′de Birleşmiş Milletler’de(BM) kabul edilen, Filistin topraklarının Yahudi ve Araplar arasında bölünmesini öngören taksim planına destek veren ülkeler arasında yer almasıyla başlamıştı.